Dijital izlerimiz büyüdükçe risk de büyür. Bahis hesapları ise cazip hedeflerdir. Çünkü içinde hem para hem veri bulunur. Ben her hafta onlarca inceleme yaparım. En çok zararı küçük hatalar üretir. Zayıf parola, açık oturum ve sahte linkler. Neyse ki çözüm sandığından basittir. Doğru araçlar ve kısa alışkanlıklar yeter. Ayrıca düzenli bir kontrol listesi işleri kolaylaştırır. Sonuç olarak önce temel savunmayı kurarız. Ardından küçük ayarlarla güveni güçlendiririz.
Tehdit modelini sade tutalım. Hesabını üç yerden korursun. Giriş katmanı, cihaz katmanı ve bağlantı katmanı. Giriş katmanında parola ve 2FA çalışır. Cihaz katmanında kilit ve güncelleme devrededir. Bağlantı katmanında sahte siteler ve yönlendirmeler gizlenir. Ben riskleri bu üçlüyle tararım. Önce girişi sağlamlaştırırım. Sonra cihaz ve ağ tarafını temizlerim. Böylece hatalar zincir olmaz.
2FA: Doğru ikinci adımı nasıl seçersin?
İki aşamalı doğrulama bir lüks değildir. Aslında ilk savunma hattıdır. Tercih sıram nettir. Önce uygulama tabanlı 2FA kullanırım. TOTP kodları hızlı ve çeviktir. SMS ise yalnızca yedek olur. Çünkü SIM değişimi ciddi bir zaaftır. Ayrıca uçak modunda SMS gecikebilir. Uygulama bu gecikmeyi yaşamaz. Güvenlik anahtarları daha da üst seviyedir. U2F veya FIDO2 anahtarları harika çalışır. Ancak her platformda destek değişebilir.
Kurulum basittir ama bir tuzak vardır. Yedek kodları çoğu kişi atlar. Ben ilk gün kodları indiririm. Kodları çevrim dışı saklarım. Şifreli bir not yeterli olur. Ayrıca ikinci bir doğrulama yöntemi eklerim. Uygulama + güvenlik anahtarı uyum sağlar. Telefon kaybolsa bile panik yaşamam. Bununla birlikte kurtarma e-postasını güncel tutarım. Eski adresler risk yaratır. Sonuç olarak hesap kilitlenmez.
2FA’nın günlük kullanım pratiği
Kod üretici uygulamayı yedeklemek akıllıcadır. Bulut senkronu sunan çözümler hayat kurtarır. Yine de tek sepete güvenmem. Kritik hesaplar için ikinci cihaz eklerim. Tablet veya eski bir telefon iş görür. Üstelik cihazı kasada tutarım. Böylece hırsızlık senaryosu zayıflar. Ben bu düzeni yıllardır kullanırım. Kriz anında dakikalar kazanırım. Çünkü plan önceden hazırdır.
Güvenlik anahtarı kullanıyorsan ritüel basittir. Anahtarı anahtarlığa bağla ve ayırma. Ayrıca bir yedek anahtar kaydet. Bunu evde sakla. USB-C olan modeller mobilde rahattır. NFC destekliyse dokundurman yeter. Kod yazmazsın, zaman kazanırsın. Ancak hesaplar için isim etiketleri ekle. Karışıklık yaşanmaz. Son olarak olağan dışı giriş uyarılarını aç. Bildirim gelirse saniyeler içinde anlarsın.
Güçlü parola: Gerçekten ne işe yarar?
Güçlü parola, tahmin oyununu bozar. Uzunluk en güçlü faktördür. Ben 14 karakterin altına inmem. Hatta mümkünse 18 karakter kullanırım. Tek bir parolayı asla paylaşmam. Her site için benzersiz bir parola üretirim. Çünkü sızıntılar zincir kurar. Bir sitedeki kaçak diğerini yakar. Bu zinciri benzersiz parolalar kırar. Dolayısıyla parola yöneticisi şart olur.
Parola üretirken anlaşılır şifre cümleleri kurarım. Üç veya dört kelime iş görür. Araya semboller ve rakamlar eklerim. Boşluk kullanımı da faydalıdır. Yine de ezberlemeni istemem. Parola yöneticisi bu işi üstlenir. Otomatik doldurma hız kazandırır. Ancak otomatik girişe dikkat ederim. Otomatik giriş her site için güvenli değildir. Önce URL’yi doğrularım. Sonra girişe izin veririm.
Parola yöneticisi: Kurulum ve günlük disiplin
Yönetici seçerken birkaç özelliğe bakarım. Uçtan uca şifreleme şarttır. Cihazlar arası senkron önemli olur. Acil durum erişimi ayrıca hayat kurtarır. Güvenli parola paylaşımı da değerlidir. Aile hesaplarında bu çok işe yarar. Yine de ana parolayı kimseyle paylaşmam. Ana parola kasamın anahtarıdır. Onu sadece zihnimde tutarım.
Günlük kullanımda küçük ayarlar fark yaratır. Biyometrik kilidi açarım. Ancak cihaz kilidi olmadan açılmamalıdır. Şifre yöneticisinin panosunu temizletirim. Kopyalanan parolalar kısa sürede silinsin. Ayrıca kimlik kartı ve kart bilgilerini da kasada tutarım. Otomatik doldurma sadece güvenli alanlarda çalışır. Tarayıcı eklentisini güncel tutarım. Eski sürüm zayıf kalır. Sonuç olarak hız ve güvenlik barışır.
Sahte site tespiti: Görünüşe değil, kanıta güven
Kilit simgesi güven garantisi değildir. HTTPS yalnızca yolu şifreler. Sahte siteler de bu yolu kullanır. Ben önce alan adını okurum. Harf hilesi en yaygın tuzaktır. Örneğin “i” yerine “ı” veya “l” yerine “I”. Ayrıca harf sırası da değişebilir. Bu yüzden adresi yavaşça hecelerim. Gerekirse not defterine yazarım. Göz daha az yanılır. Bununla birlikte yönlendirme zincirini izlerim. Aniden farklı bir alan açılırsa çıkarım.
Resmî sayfalara her zaman yer iminden girerim. Arama sonuçlarına körü körüne tıklamam. Sponsor etiketli sonuçlara temkinli yaklaşırım. E-postadaki linklere de çıplak bakmam. Önce uzun adresi gösteririm. Sonra kök alanı kontrol ederim. Kök alan tanıdık değilse kapatırım. Dosya eki de aynı riski taşır. PDF veya ZIP görünümlü kötücüller sıktır. Ben ekleri masaüstünde değil, ayrı klasörde açarım. Şüphe varsa hiç açmam.
Phishing’in psikolojisi: Aceleye karşı yavaşlık
Sahte mesajlar duyguna basar. “Hesabın kapanacak” cümlesi panik yaratır. Panik karar hızlandırır. Yanlış adım büyür. Ben bu noktada durma kuralı kullanırım. Üç derin nefes alırım. Sonra ayrı bir sekmeden siteye kendim girerim. Bildirim gerçekse panelde görünür. Değilse mesaj çöpe gider. Ayrıca doğrulama araması isterlerse dikkat ederim. Kodu kimseyle paylaşmam. Müşteri temsilcisi kod istemez.
Benzer tuzaklar sosyal medya mesajlarında da görülür. “Kazandınız” cümlesi iştahı kabartır. Üstelik süre baskısı eklenir. Yine de kural değişmez. Bağımsız kanaldan doğrula ve bekle. Çünkü gerçek fırsatlar bekleyebilir. Sahte teklifler bekleyemez. Bu paradoks harika bir filtredir. Kısacası acele eden linke güvenmem.
Cihaz ve bağlantı hijyeni: Küçük ayar, büyük etki
Güncellemeleri erteleme. Sistem ve tarayıcı yamaları çok şey kapatır. Ben haftada bir güncelleme turu yaparım. Uygulamaları da gereksiz izinlerden arındırırım. Konum ve rehbere herkes erişemez. Arka planda veri tüketimini sınırlarım. Çünkü arka plandaki trafik bazı izleri büyütür. Üstelik bataryayı da tüketir. Sonuçta performans düşer.
Ağ tarafında iki alışkanlık işimi görür. DNS ayarlarını güvenilir hizmete taşırım. Kötü adresleri hızlı keser. Ayrıca halka açık Wi-Fi’da hassas işlemlerden kaçınırım. Mecbursam 2FA’sız giriş yapmam. Oturumu da hemen kapatırım. Paylaşımlı cihazlarda kaydı temizlerim. Tarayıcı “oturumu kapat” seçeneğini kullanırım. Böylece çerezler masada kalmaz.
Haftalık güvenlik rutinim: Beş dakikalık sigorta
Her pazar aynı mini turu yaparım. Önce kritik hesapların oturumlarını kontrol ederim. Tanımadığım cihazları kapatırım. Ardından 2FA yedek kodlarını yoklarım. Eski ise yenilerim. Sonra parola yöneticisinde zayıf parolaları tararım. Uyarı gelirse değiştiririm. Son olarak yer imlerini güncellerim. Sahte klonları böyle yakalarım. Bu tur beş dakikadan kısa sürer.
Ek olarak e-posta filtrelerini gözden geçiririm. Kimlik avı örneklerini klasöre taşırım. Böylece ileride daha hızlı tanırım. Bildirim ayarlarını da sade tutarım. Gereksiz gürültü kararları bozar. Sessiz ama görünür uyarılar seçerim. Böylece panik az olur. Düşünmek için alan kalır. Sonuç olarak güvenlik sürdürülebilir olur.
Sonuç: Önce 2FA, sonra parola, en sonda link
Güvenliğin sırası tartışma götürmez. Önce 2FA’yı aç. Sonra her siteye benzersiz parola ver. En sonda linklere şüphe ile bak. Ben bu üçlüyü “günlük kask” gibi takarım. Çünkü en çok işe onlar yarar. Ayrıca küçük bir haftalık tur eklerim. Beş dakika yetiyor. Yıl sonunda fark büyük oluyor.
Kapanışı net yapayım. Mucize yazılım bekleme. Basit alışkanlıklar daha güçlüdür. 2FA, güçlü parola ve sahte site filtresi. Bu üçlü seni çoğu riskten uzak tutar. Üstelik hızını da düşürmez. Aksine işleri netleştirir. Ben her gün bu düzenle çalışırım. Sen de bugün ilk adımı at. 2FA’yı aç ve ana parolanı güçlendir. Ardından yer imlerini temizle. Böylece kontrol sende kalır.